Sayfalar

27 Aralık 2010 Pazartesi

affet

Şairleri ve şiirleri insanlarla anmak yapılacak en yanlış işlerdendir aslında.. çünkü ne zaman adını ansalar şairin yahut ne zaman en sevdiğin o şiiri okusa biri istesen de istemesen de unutmaya yüz tuttukların serilir önüne... ama işte bazı şiirler öyle yazılmıştır ki sanki şair Cemal Süreya değil unutmaya çalıştığındır, hatta bazen sensindir... çocuksundur.. çocuk gibi sevilmişsindir... çocuk gibi uyumuşsundur birinin koynunda... ama yanlıştır yine de o şiiri yazamamış birini düşünüp onun kaleminden çıkmış gibi bakmak şiire... Süreya'ya ayıptır.. sana yazıktır... affı olmaz bazı sözlerin. bazen çocuk affedilmez halde hırçındır, bazen şair L şairliğinden utandıracak kadar affı olmayan bir cümleyi yazmaya kalkmıştır... bir rüyanın içinden kalkar gider çocuk. rüya gerçek olur. kalkar gider çünkü çocuk... zaten hiç sevilmemiştir ki.

Yine de kıyamaz Süreya'nın şiirine.. oturur okur.. söz verir ölü şaire "bir daha kimseyi yerine koymayacağım, kimseyi anmayacağım senin satırlarında. zaten kimse beni böyle sevemezdi: affet beni Cemal Süreya..."



Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların

Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur

Bunlar da saçların işte akşamdan çözüldü

Bak bu sensin çocuğum enine boyuna

Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki

Sabahlara kadar koynumda yatmışsın

Bak bende yalan yok vallahi billahi

Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur

İşe bak sen gözlerin de burda

Gözlerinin ucu da burda yaşamaya alışık

İyi ki burda yoksa ben ne yapardım

Bak çocuğum kolların işte çıplak işte

Bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün

Gözlerin sabahın sekizinde bana açık

Ne günah işlediysek yarı yarıya

Sen asıl bunlara bak bunlar dudakların

Bunların konuşması olur öpülmesi olur

Seni usulca öpmüştüm ilk öptüğümde

Vapurdaydık vapur kıyıdan gidiyordu

Üç kulaç öteden İstanbul gidiyordu

Uzanmış seni usulca öpmüştüm

Hemen yanımızdan balıklar gidiyordu.

Cemal SÜREYA

(Üvercinka)







2 yorum:

  1. Bende tarçın sende ıhlamur kokusu
    Yürürüz başkentin sokaklarında

    Bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi
    Üstünde iki yonga: Çarşamba, bir de cuma

    Ayrılık lafları etme sevgilim
    Önümüz Temmuz önümüz Ağustos nasıl olsa

    Kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz
    Sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da


    Kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da
    Kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa

    başkentin sokaklarını yakıp gel istanbula.. belki denize cigara atar sabaha dek yakarız boğazı bir boydan diğer boya...

    YanıtlaSil
  2. cemal süreya anma bayramı ilan ediyoruz galiba bugünü :D sonrası iyilik güzellik...

    YanıtlaSil