Sayfalar

9 Haziran 2010 Çarşamba

Robin the Hood

Robin the Hood.. yani 'kukuletalı robin'..

Robin Longstride öldürülen bir baron taş duvar ustasının (ki Mason manasına gelir o dönemde taş duvar ustası olmak) oğludur, tabi o bunu çok sonra öğreniyor.. Aslan Yürekli Richard'ın ölümünden sonra ordudan arkadaşlarıyla kaçan Robin yolda merhum kralın tacını geri götürmekte olan şövalyelerin uğradığı pusuda fransızları haklar, tacı ölmek üzere olan Sir Loxley'den alır ve kılıcını da babası Nothingham Baron'una götürmek üzere yola çıkar.. İyice anlatıp izleyecek olanların tadını kaçırmak istemiyorum, ama kılıcın üzerinde yazanı da yazmadan edemiyorum: "RISE AND RISE AGAIN UNTIL LAMBS BECOME LIONS"

Özetle,

Ridley Scott muhteşem bir Robin Hood yorumlaması yapmış tartışmasız.. Sinemasal açıdan yorumlamaya gerek bile duymuyorum, zira ayışığında tohum ekilen muazzam sahne (ki sahnenin müziği budur:( http://fizy.com/#s/1j824u ) ve okun yaydan fırladığı harika görüntüler gibi unutulmaz görsel şaheserler var film boyunca..


Russel Crowe'u hiç sevmezdim ben eskiden, ama gördüm ki yıllandıkça değerlenmiş bu adam, hem oyunculuğu, hem yakışıklılığı nüksetmiş.. Destansı filmler gerçekten destansıdır, siz dışardan bir gözle izlersiniz, ancak ben Robin Hood'da sanki filmin içindeymişim gibi bir duyguya kapıldım bir ara; sanki film devam etse günlerce ben yaşadığım hayat da orasıymış gibi film olduğunu hatırlamadan izlemeye devam edebilirim!

Ve Cate élise Blanchett.. Kusursuz zarafetin adı. Şunu bir kadın olarak çekinmeden söyleyebilirim ki eğer bir kez daha doğsam ve kim olduğumu seçme şansım olsa Cate Blanchett olmak isterdim! Her filminde kendine hayran bırakan muhteşem kadın! Cate Robin Hood'da Lady Marion Loxley idi.. Ve Fransız Philip'in bozguna uğradığı çıkartmaya yabani hırsız çocukları da alıp zırhıyla savaşmaya geldiği an, bana yeniden bu kadından daha çok savaş meydanına yakışacak bir dişi yok yeryüzünde dedirtti ve içimdeki amazonu da ayaklandırdı yeniden, hep yaptığı gibi..


Sonuç itibariyle, rahatlıkla söyleyebilirim ki bu film, Robin the Hood'la ilgili bugüne dek zihnime kazınmış tüm alaycı yorumları tek seferde sildi, yepyeni bir Robin yarattı zihnimde, ki bu kez 'kukuletalı Robin' den bambaşka bir Robin bahsettiğim; Robin Longstride! ve yine bekaret kemeri geyiğiyle dalga konusu olmuş lady Marion'un yerine zarif ve cesur savaşçı Marion'u da bu filmle yüreklere kazıdı Cate Blanchett.


Taş duvar ustaları hakkında onlarca kitap okudum, ve hâlâ arada aralarına karışma isteğimi bastıramayacak kadar gizemli ve zekiler gözümde.. ama tabii ortaçağın karanlığını aydınlatan dönemlerine binaen bu söylediklerim.. yakın geçmişin kanlı aydınlanmacılarına dair değil...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder