Otto'nun bol ışık alan camlarının önüne oturup duvarlara asılı her biri bir müşterinin elinden çıkma pastel boyadan graf kağıdına döşenmiş resimleri izledik otto'nun meşhur pizzalarından ısmarladıktan sonra. mönülerin arkasına yapılıyordu resimler.. her masada bir kaç renk pastel boya var muhakkak... renk ihtiyacınız olursa yan masadan ödünç alabiliyorsunuz :)
Pizzalar geldi,konuşacak o kadar şey var ki... bir yandan etrafı, yemeği konuşuyoruz, bir taraftan özel hayatlarımızın keşmekeşlerini! keşmekeşliğin dozunu kaçırınca dedik ki biraz tatlı alalım bunun üzerine yoksa seratonin salgılamamız mümkün olmayacak! sıcak çikolatalar geldi, selin'i o an da görmek lazım! çikolata tadını aldıkça gözleri soba kenarındaki kedi gibi mrr mrrr oluyor, ben mi ben de pek farksız değildim tabii... ellerimiz pizza sosuna, ağzımızın kenarı çikolata sosuna bulanmışken, lavaboya uğramak lazım dedik, dedim ki git bakalım buranın tuvaletleri biraz farklıdır :) selin gitti, 5 dakika sonra 32 dişini göstererek döndü! "yaa, ama bu tuvaletlerin kapısı pembe buzdolabı kapısı gibi :D" az sonra yerimizden kalkıp otto'nun lavabosunda çekime başladık! o kadar eğlenceliydi ki! neonlu ayna, buzdolabı kapakları! Selin fotomodelliğin keyfini çıkardı resmen... arada bir böyle kaçamaklar yapmak lazım... yoksa hayat geçmiyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder