yazacak neler birikti.. peer gynt üzerine yazmalıyım mesela, oyunu izlerken duyup aşık olduğum nigel kennedy'nin time for time adlı parçası üzerine neler neler anlatmalıyım... paulo coelho'nun birkaç kitabını birden okuduğum o bir haftayı anlatıp bende neler bıraktığını söylemeliyim.. baykal olayıyla ilgili yaptığım yorumları, anayasa değişikliği hakkında hukukçu arkadaşlarımdan öğrendiklerimi, izlediğim ve bayıldığım o filmi... yazmalıyım..
yüzerken, kendime olan öfkemi süratime yansıtıp, nasıl bedenime işkence ettiğimi, canımın yandığını ve tüm gün beni yatağa bağlayan şiddetli sağ omuz ağrımı anlatmalıyım.. sudayken aklımdan, piyano çalışırken içimden geçenleri.... yazmalıyım.....
çünkü hayalkırıklığı yaşıyorum bugün.. çok yakın bir arkadaşım geldi ağrıyan omzuma sıcak havlu ve kas gevşetici desteği için... dedi ki, "bugün yüzünden hayalkırıklığı dökülüyor..ne hissediyorsan hep yüzünden akıyor zaten.."
sadece seren bir parça hafifletti yüreğimi bugün.. bu akşam.. "seni seviyorum şapşal" dedi.. seni seviyorum bunu bil.. hayat kısa ve ben bunu sana hiç söylemedim... onun beni sevmesini seviyorum.. söylemese de seviyor beni.. ben söylüyorum ona bazen.. özlüyorum onu.. bu akşam biraz kırgınım.. biraz omzum acıyor.. biraz değil çokça babamı özlüyorum.. babam gelsin yanıma, omzunda uyuyayım istiyorum... seren gelsin ben uyurken kapımdan baksın sırıtsın istiyorum... bu akşam birisi bana iyi birşey yapsın...
çünkü güçsüzüm bugün.. kızgınım kendime.. öfkeliyim,
hırsımı kendimden çıkarıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder